CNN’in salı günü ABD’li yetkililere dayandırdığı haberine göre, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırı planladığına dair yeni istihbarat bilgileri ABD’nin eline geçti. İsrail liderlerinin henüz nihai bir karar alıp almadığının netlik kazanmadığı belirtilirken, ABD hükümeti içinde İsrail’in gerçekten harekete geçip geçmeyeceği konusunda "derin görüş ayrılıkları" bulunduğu aktarıldı.
ABD’li yetkililer, olası bir İsrail saldırısının ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik diplomasi öncelikli yaklaşımıyla "cesur bir kopuş" anlamına geleceğini ifade ederken, böyle bir saldırının bölgede daha geniş çaplı bir savaşı tetikleyebileceği uyarısında bulundu.
CNN’e konuşan kaynaklara göre, İsrail’in saldırı ihtimali, büyük ölçüde Kudüs yönetiminin ABD ile İran arasında yürütülen nükleer müzakerelere bakışına bağlı olacak.
Askeri hareketlilik kesinleşti
Öte yandan başka bir kaynak, son aylarda İsrail’in İran’a saldırı ihtimalinin önemli ölçüde arttığını belirterek, "Trump tarafından müzakere edilen ve İran’ın uranyum kapasitesini tamamen ortadan kaldırmayan bir anlaşma, saldırı olasılığını daha da artırıyor" değerlendirmesinde bulundu.
İstihbarat birimlerinin bu endişeleri, üst düzey İsrailli yetkililerin hem kamuya açık hem de kapalı kapılar ardında yaptığı açıklamalara, ele geçirilen İsrail iletişimlerine ve askeri hareketlilik gözlemlerine dayandırılıyor.
CNN’e konuşan iki ayrı kaynak, bu hareketlilikler arasında hava mühimmatlarının sevkiyatının ve bir hava tatbikatının tamamlanmasının bulunduğunu bildirdi.
Ancak bu adımların, aynı zamanda İsrail’in İran’a, nükleer programının bazı unsurlarından vazgeçmediği takdirde karşılaşacağı sonuçları hatırlatma amaçlı bir baskı unsuru da olabileceği kaydedildi.
'İsrail köşeye sıkışmış durumda'
CNN’e konuşan ve bölge uzmanı eski üst düzey bir istihbarat yetkilisi olan Jonathan Panikoff, Trump’ın İran’a yönelik askeri müdahale yerine diplomatik çözümü tercih etmesinin, İsrail’i "köşeye sıkıştırdığını" belirtti.
Bu durumun, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun hem İsrail tarafından "yetersiz" görülen bir anlaşmaya karşı çıkma hem de ABD ile ilişkileri bozmama ikilemiyle karşı karşıya kalmasına neden olduğu aktarıldı. Panikoff, "Sonuçta İsrail’in kararları, büyük ölçüde ABD’nin İran politikası doğrultusunda şekillenecek.
Netanyahu, ABD’nin açık ya da zımni onayı olmadan böyle bir saldırıya kalkışarak Washington ile ilişkileri riske atmak istemeyecektir" dedi.
Ancak İsrail’in, ABD ile İran arasında yapılacak ve kendi açısından kabul edilemez bir anlaşma durumunda, tek taraflı askeri adım atmaya hazır olduğu da belirtiliyor.
CNN’e konuşan bir İsrailli kaynak, "Trump kötü bir anlaşmaya imza atacaksa, İsrail’in bunu bozmak için saldırı gerçekleştirmesi daha olası" yorumunu yaptı. İsrail’in bu konudaki mesajlarını ABD’ye hem açık hem de özel kanallar aracılığıyla net şekilde verdiği kaydedildi. İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi, Başbakanlık Ofisi ve Washington Büyükelçiliği, CNN’in yorum talebine yanıt vermedi.
Mossad ve suikast senaryosu
İsrail, Trump yönetiminin İran’la "zayıf" bir nükleer anlaşma yapmasından endişe ederken, böyle bir senaryonun önüne geçilmesi adına alternatif olarak İran’a karşı bir Mossad suikast operasyonunun da gündeme gelebileceği değerlendiriliyor.
The Jerusalem Post’un nisan ayında aktardığına göre, İsrail’de bazı düşünce kuruluşları, İran’ın 2024’te İsrail’e 400 balistik füze fırlatma emrini veren kilit bir ismin ortadan kaldırılmasının, olası bir anlaşmanın engellenmesine yönelik bir hamle olabileceğini öne sürdü.
Nisan ayında Post’a konuşan üst düzey İsrailli kaynaklar, Trump’ın İran’la vasat bir anlaşmaya razı olma ihtimalinden ciddi şekilde kaygılı olduklarını ifade etti. Böyle bir durumda, Trump’ın anlaşma süreci nedeniyle İsrail ordusunun şu anda elinde bulundurduğu "benzersiz harekât fırsatını" kısıtlayabileceği endişesi de dile getirildi.
Kaynak: Gazete Oksijen