29 Mayıs 2025, Perşembe
Giriş: 24.05.2025 09:20 | Son Güncelleme: 24.05.2025 09:21

İstanbul'da toplanma alanlarının tabelası var niteliği yok!

Binaların arasında sıkışmış, hareket alanı olmayan parklar, minarelerin altındaki cami avluları, araçların işgal ettiği okul bahçeleri… Bunlar İstanbul’un afet ve acil durum toplanma alanlarından sadece birkaç örnek. Belediyedeki sayfadan yola çıkıp bir tabela bile göremediğimiz alanlar da var
İstanbul'da toplanma alanlarının tabelası var niteliği yok! - Resim: 1

Beklenen Marmara depreminde İstanbul’da yaklaşık 190 bin 800 bina orta ve daha üst seviyede hasar görecek. İBB ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü işbirliğinde yapılan araştırma, ayrıca yaklaşık 2.5 milyon kişinin acil barınma ihtiyacı yaşayacağını da ortaya koyuyor. Nitekim, 23 Nisan günü 6.2 büyüklüğünde bir depremin meydana gelmesinin ardından, milyonlarca kişinin acil toplanma alanlarında barınamayıp sokakta nereye gideceğini bilememesi, bu ihtiyacın vahametini gözler önüne seriyor. Aslında, afet ve acil durum toplanma alanları 199’daki 17 Ağustos depreminden sonra gündeme geldi ve ardından birçok yer toplanma alanı olarak belirlenmeye başlandı kısa sürede 496 yer afet toplanma alanı olarak açıklandı. Ancak TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nın 2015 verisine göre de belirlenen 496 afet toplanma alanından 419'u imara açıldı. Toplanma alanlarının imara açılması eleştiri konusu olurken yeni alanlar belirlendi. AFAD’ın İl Afet Risk Azaltma Planı’na göre (İRAP) İstanbul’da 2020 itibarıyla 5 bin 600 adet toplanma alanı var. Bunlardan seçtiğimiz bazı alanlara gittiğimizde, karşımıza binaların arasına sıkışmış küçük oyun parkları, araçların işgal ettiği okul bahçeleri, diz boyunu aşan otlarla kaplı yeşil alanlar çıkıyor. 3 bin nüfuslu nazı mahallelerde ise tek bir toplanma alanı belirlenmiş.

İstanbul'da toplanma alanlarının tabelası var niteliği yok! - Resim: 2

Peki uzmanlar bu tabloyu nasıl değerlendiriyor?

Afet Yönetimi Uzmanı, Doç. Dr. Bülent Özmen, her boş alana toplanma alanı tabelası konulamayacağını vurguluyor ve ekliyor: “Acil toplanma alanının amacı, deprem sonrası geçici barınma alanları belirlenene kadar emniyetli bir şekilde yetkililerden gelecek direktifi bekleyebilmek. Fakat, her boş alana toplanma alanı tabelası koyarak bu emniyeti sağlayamayız. Örneğin, en riskli noktalardan cami bahçeleri sıkça toplanma alanı olarak karşımıza çıkıyor. Oysa, depremlerde minarelerin yıkılma olasılığı çok yüksek, dolayısıyla cami bahçeleri riskli bir alan. Aynı şekilde, binalarla çevrelenmiş, sokak arasındaki parklar ya da deniz seviyesindeki alanlar da afet anında toplanma alanı olarak kullanılamaz. Nitekim, bir toplanma alanının öncelikle güvenli bir noktada konumlanması, sonrasında gereken altyapıya sahip olması gerekiyor. Elektrik, su, tuvalet, ulaşım gibi ihtiyaçları karşılayabilecek altyapı o alanda oluşturulmuş olmalı. Aksi halde, hiçbir faydası olmaz. Öte yandan, olası bir depremde mahalle sakinleri belirlenen alanlara sığabilecek mi, bu soru da düşünülmeli. Üzerinde çalışılmalı ki kimse açıkta, madur kalmasın.”

İstanbul'da toplanma alanlarının tabelası var niteliği yok! - Resim: 3

Zaman içinde güncellenmeli

İTÜ Afet ve Acil Durum Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Didem Saloğlu Dertli ise toplanma alanlarının binalardan uzak ve açık bölgelerde yer alması gerektiğini fakat bunun İstanbul için söz konusu olmadığını şöyle açıklıyor: “İstanbul çok büyük, kalabalık bir şehir. Özellikle, Şişli, Beşiktaş gibi nüfusu son derece yoğun, kalabalık ilçelerimiz var. Ayrıca, sürekli yeni bir inşaatın yapıldığı, inşaat sektörünün çok hareketli olduğu bir ilden bahsediyoruz. Hal böyle olunca, toplanma alanı olarak belirlenen noktalar da zamanla hatta çok kısa periyotlar içinde bile değişime uğrayabiliyor. Belki çevresinde yeni bir yapı oluşturuluyor, belki alanın büyüklüğü kısıtlanıyor… En büyük sorunumuzdan biri bunları tekrar gözden geçirmemek, güncellememek. Çünkü bu tarz çalışmalar yenilenmeli, sürdürülebilir olmalı.”

İstanbul'da toplanma alanlarının tabelası var niteliği yok! - Resim: 4

Bitişik nizam etkisi

İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Ercan Yüksel de İstanbul’un imar durumuna karşı afet yönetimi için çok daha kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiğini vurguluyor: “23 Nisan’da sokak aralarında, otoparklarda toplanan insanları gördük. Çünkü acil toplanma alanları toplanabilecekleri bir alan sunmuyordu. Burada düzensiz yapılaşma sistemi, en önemli parametre. İmar planlarında afet anında insanların sığınabileceği, binalardan uzak, geniş yeşil alanlar oluşturulmasına dikkat edilmediği için bu noktadayız. Yeni yerleşimlerin belki daha çok avantajı olabilirdi. Fakat eski yerleşim olan ilçelerde, sıkı ve bitişik yerleşim nizamı, toplanma alanları olarak bu örneklerdeki gibi alanların belirlenmesine sebep oluyor. Bu sorunları aşabilmek için, imar planlarının ve afet yönetiminin bir araya gelmesi, kapsamlı bir çalışma yapılması gerek.”

OSZAR »