Küreselleşme ile gelen “sürdürülebilirlik”, Türkiye’nin yerel sorunlarına değinmeden, ithal edildikleri bağlamda konuşuldu ve özünden uzaklaştı. Genç çiftçilerin tarımı bırakması, mega şehirleşme, düşen doğurganlık oranları gibi Türkiye’nin kendine özgü ve derin sürdürülebilirlik kırılganlıkları görmezden gelindi. Trump’la birlikte küresel markaların “duyarlılık” söylemlerinden uzaklaşması, Türkiye’ye kendi gündemini konuşabileceği bir alan açıyor. Küresel baskının azalmasıyla, Türkiye’nin kendi gerçek meselelerini, kendi dili ve kavramlarıyla tartışabileceği, özgün sürdürülebilirlik hikayesini yazabileceği bir fırsat doğuyor
09.05.2025 04:30
Rüzgar dinince dert sahiden kiminmiş anlaşılır
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
Ofislere geri dönüş: Geleceğimize atılan bir çelme
02 Mayıs 2025
Steril başarılar güvensiz toplum
25 Nisan 2025
Ruhsal pansuman
18 Nisan 2025
Yıkımdan önceki sessizlik
11 Nisan 2025
Saadet zincirinin çöküşü: Yeni modelin eşiğinde
Tüm Yazıları
04 Nisan 2025